|

Kitap İncelemesi | Babalar ve Oğullar

Ivan Turgenyev 9 Kasım 1818’de Rusya’nın Orel şehrinde doğdu. Babası soylu bir aileden geliyordu ama yoksul düşmüşlerdi. Süvari albayı olan baba Turgenev, Spasskoye malikanesinin sahibi yaşlı bir kadın olan Varvara Petrovna Lutovina ile evlendi. Bu evlilikten İvan dünyaya geldi. Eğitimli, eğitime ve kültüre düşkün ama bir o kadar da sert olan annesi, suç işleyen serfleri acımasızca cezalandırır ve kırbaçlardı. Turgenyev’in fikirleri bu koşullar nedeniyle genç yaşta şekillenmeye başladı. Aile 1827’de Moskova’ya göç ettiğinde Turgenyev özel okullarda okudu ve özel hocalardan dersler aldı. Henüz çocukken Almanca, İngilizce ve Fransızca’yı ana dili gibi konuşmaya başladı. Daha sonra Moskova ve Petersburg üniversitelerinde okudu. Felsefe Fakültesi’nden yüksek onur derecesiyle mezun oldu.

Daha sonra Almanya’ya gitti. Berlin Üniversitesi’ne girdi ve 4 yıl Almanya’da kaldı. Tarih, klasik filoloji okudu, Yunanca ve Latince öğrendi. Ülkesine döndü ve Petersburg Üniversitesi’nde profesörlük sınavını kazandı. O dönemde Alman felsefesi ülkede kabul görmediği ve şüpheyle bakıldığı için ders veremedi. 1842 yılı Turgenyev için bir dönüm noktası oldu. O dönemde Rus eleştirmen Belinski ile tanıştı. Belinski’nin diyalog kurduğu kişiler serfliğe karşı çıkan entelektüellerdi. İlk edebi denemeleri dışında ilk ciddi eserlerini 1842’de verdi. Seçtiği yol, Puşkin’in tanıttığı ve Gogol’un geliştirdiği gerçekçilikti. Ona ün kazandıran ilk eseri, 1880 baskısında 25 öykü içeren “Bir Avcının Notları” adlı diziydi. Öykülerin konuları toprak sahibi ve köylünün yaşamları ve içinde bulundukları koşullardı.

1852 yılında Gogol’ün ölümünden sonra Turgenyev bir makale yazar ve sansür tarafından yasaklanan bu makale Moskova dergilerinde yayınlanınca tutuklanır ve bir ay hapis yatar. Sonraki bir yıl boyunca polis gözetimi altında yaşar. 1855’ten sonra büyük romanlarını yayımlamaya başlar. Bu romanlarında tıpkı annesi gibi kültürlü çiftlik sahiplerini canlandırır ve hepsi de evrimci-liberal bir dünya görüşüne sahiptir. 1862’den sonra yayımladığı her romanda eleştirmenlerin saldırılarına maruz kalır. Turgenyev iki yıl süren bir hastalıktan sonra 3 Eylül 1883’te Fransa’nın Paris kenti yakınlarındaki Bougival kasabasında ölür. Cenaze töreni aynı yıl 9 Ekim’de Petersburg’da yapılır. Edebiyat dünyasına damgasını vuran ve Nihilizm’in temel taşı sayılan Babalar ve Oğullar romanının konusu 1859 yılında geçer. Romanın sonsözü, serfliğin kaldırılmasından (1861) sonraki dönemi anlatır. Bu dönemde Rus yaşamının en önemli sorunlarını gerçekçi bir şekilde yansıtır: serflik ilişkilerinin insanlık dışı olması, feodal-aristokratik Rusya’nın çöküşü ve yeni burjuva-demokratik güçlerin yükselişi. Babalar ve Oğullar’da reformist ve radikal hareketler arasındaki çatışmanın oluşturduğu nihilizme vurgu yapar. Dostoyevski gibi aydın bir yazarın bile romanın kahramanı nihilist Bazarov’u “uydurma bir kişi” olarak nitelendirmesi, romanları arasındaki farkı kanıtlar niteliktedir.

Similar Posts

  • |

    Kitap İncelemesi | Martin Eden

    Amerika’nın ikonik romancısı, kısa öykü yazarı ve aktivisti Jack London, 1903’te yayınlanan “Vahşetin Çağrısı” ve 1906’da yayınlanan “Beyaz Diş” adlı eserleriyle tanınır. Jack London, 12 Ocak 1876’da San Francisco, Kaliforniya’da doğdu. Jack London’ın annesi Flora Wellman ile babası William Henry Chaney’nin evli olup olmadığı kesin olarak bilinmiyor. Chaney, Flora’dan ayrıldığında Flora, John London ile evlendi…

  • Kitap Okumanın Hayata Katkıları

    Kitap okumak, bireyin zihinsel ve duygusal gelişiminde en etkili araçlardan biri olarak kabul edilir. Bir kitabın sayfalarında kaybolmak, sadece bilgi edinmekle sınırlı kalmaz; aynı zamanda insanın hayal gücünü genişletir, empati yeteneğini artırır ve duygusal zekasını geliştirir. Günlük yaşamın karmaşası içinde kitap okumak, bir mola verip farklı bir dünyaya adım atma imkânı sunar. Kitaplar, geçmişin izlerini…

  • |

    Kitap İncelemesi | Uğultulu Tepeler

    Emily Bronte 1818 yılında İngiltere’de Thornton, Yorkshire’da doğdu. Altı çocuğun beşincisi olan Emily, Charlotte Brontë’nin küçük kız kardeşi idi. 1820’de aile Haworth’a taşındı. Çocukluk yıllarında, annelerinin ölümünün ardından, üç kız kardeş (Charlotte, Emily ve Anne) ve erkek kardeşleri Branwell Brontë hayalî yerler düşlemişlerdir ki bunların isimlerine hikâyelerinde rastlanmaktadır. Emily’nin o dönemde kaleme aldığı çalışmalarından çok…

  • Kitap Kulüpleri ile Tanıştınız mı?

    Kitap okumak bireysel bir eylem gibi görünse de paylaşıldığında çok daha anlamlı hâle gelir. Kitap kulüpleri tam da bu ihtiyaca cevap verir. Aynı kitabı okuyup farklı düşüncelerle tartışmak, okuma deneyimini derinleştirir ve bakış açınızı genişletir. Kitap kulüpleri, özellikle düzenli okuma alışkanlığı kazanmak isteyenler için büyük bir motivasyon kaynağıdır. Her ay belirli bir kitap seçilir, üyeler…

  • Kitapların Büyülü Dünyası: Neden Okumalıyız?

    Kitaplar yalnızca sayfalar arasındaki kelimelerden ibaret değildir; Bizi farklı dünyalara götüren, yeni bakış açıları kazandıran, hayal gücümüzü besleyen güçlü araçlardır. Okuma alışkanlığının hayatımızdaki yeri ve önemi her geçen gün daha da belirginleşiyor. Peki kitap okumanın faydaları nelerdir? 1. Bilgi ve Kültür Kitaplar tarih, sanat, bilim gibi çeşitli alanlarda bilgi edinmemizi sağlar. Kitap okumak, farklı kültürleri…

  • |

    Kitap İncelemesi | Yabancı

    Albert CAMUS [Albert Kamü okunur], 1913 yılında Cezayir’de dünyaya geldi. Cezayir Üniversitesi’nde sürdürdüğü felsefe öğrenimini sağlık nedenleriyle yarıda bıraktı. 1938’de Paris’e gitti, ilk yapıtları Tersi ve Yüzü ve Düğün bu dönemde yayımlandı. Edebiyat dünyasına asıl girişini, 1942’de yayımlanan Yabancı adlı romanı ve Sisifos Söyleni başlıklı felsefi denemesi belirledi. Birbirini tamamlayan bu iki yapıtta, varoluşcu izler…